2014 yılında İngilizce versiyonuyla 2017 ve 2018’de ise orijinal dili
Fransızca’dan Zorlu PSM’de sahnelenen Notre Dame de Paris müzikali
İstanbul’u yeniden sarsarak gelip geçti. 5-21 Mayıs 2023 tarihleri arasında 21
gösterimle İstanbullu sanatseverlerle buluşan müzikal, bu sezonki en
unutamayacağım tiyatro deneyimim oldu. İlk olarak 1998 yılında Paris’te
sahnelenen ve Victor Hugo’nun klasik aşk hikayesi Notre Dame’ın Kamburu
eserinden uyarlanan bu modern yapımın Palais des Congres Paris’te başlayan
macerası seyircileri büyülemeye devam edip İstanbul’a da bir kez daha
uzandı.. Müzikleri Riccardo Cocciante tarafından bestelenen, sözleri de Luc
Plamondon tarafından yazılan bu şaheserin Vivre, Belle ve Le Temps Des
Cathédrales şarkıları da müzik listelerini uzun yıllar meşgul edip dillere
dolandı. Toplam 10 milyondan fazla DVD ve CD, 12 milyondan fazla bilet
satan; 10 dilde, 24 ülkede 5000’den fazla sahnelenen ve çok sayıda ödül alan
bu müzikalle ilgili yazılacak söylenecek çokça cümle var. Fakat özellikle şunu
belirtmeliyim; Zorlu PSM sayesinde teatral anlamda elit işler izlemeye devam
ediyoruz.
Çingene kızı Esmeralda’nın merkezinde bu etkiyleyici aşk hikayesinin en
önemli noktası, derin konusu olduğu kadar son derece sade bir aşk metnine
sahip olması. Notre Dame Kilisesi’nde toplum tarafından reddedilmiş biçimde
yaşayan çirkin ve kambur zangoç Quasimodo, aşırı derecede kendisini
beğenmiş Yüzbaşı Phœbus ve iç dünyasına hapsolmuş, nefretinin esir aldığı
Başrahip Frollo’nun Esmeralda’ya olan aşkları yaşamın döngüsel bir kaderi.
Üç ayrı karakterin üç ayrı aşkının tek bir noktada birleşiyor olması olayları
bambaşka noktaya çekiyor. Paris’te sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün çarpıcı
mücadelesine tanıklık ediyoruz.
Genel bir değerlendirme yapmam gerekirse eğer… Müzikali defalarca baştan
sona dinlemiştim, ancak Zorlu PSM’ye giderken fark ettim ki özellikle danslarla
alakalı birkaç şarkı hariç bir fikrim yoktu, bu sebeple en büyük güzelliği de
sahne geçişleri, dekorlar, ışık ve dansçılar özelinde yaşadım. Tek kelimeyle
mükemmeldi.
Şarkılar hakkında eleştiri yapmama gerek yok, hepimizin 1998 yılından bu
yana bildiği, dillere pelesenk olmuş şarkılar harika performanslarla sahneye
konuldu. Özellikle bahsetmek istediğim bir şarkı var ‘Cour de miracles’taki her
şey mükemmeldi. Şarkının gittikçe yükselip vokallerin ve dansçıların buna eşlik
etmesi ve sonunda deyim yerindeyse zirveye ulaşması hepimizi sahneye aşık
etti.
Müzikali oyuncular bağlamında eleştirmem gerekli. Koreografi, dans, şarkı,
dekor, sahne ve ışık kusuruz olur mu? Demek ki böyle bir oyunda oluyormuş.
Esmeralda rolünde oynamış olan Helene Segara’ya karşı olumsuz bir şey
söylemek istemem ama Hiba Tawaji Esmeralda rolünde olağanüstü oynuyor.
Ses, fizik, dans, karakter psikolojisi,.. hepsi cuk diye oturmuş. Tawaii
Esmeralda rolü için biçilmiş kaftan. Karakterlere yaptığı cilveleri, aşkın zehirli
büyüsü içinde oluşturduğu girdabı öylesine derinlikli oynamış ki, size kalan
sahnede yaşanılanları gözünüzü kırpmadan izlemek. Guasimodo karakterinde
Garou algıyı öyle bir yere çekmiş ki, başka birisinin bu oyunculuğu geçmesi
imkansız gibi bir şey. Fakat Angelo del Vecchio ses ve rol analizi açısından
karakterinin hakkını sonuna kadar veriyor. Duygusal hezeyanları ile gözlerimizi
dolduran oyuncu, olayın tam merkezinde iyilikle saflığın öğretisi biçiminde
rolünü tamamlıyor. Robert Marien, Frollo’da derinlikli bir oyunculuk ortaya
koyamıyor. Romanı da bilmesek hani, bize saf oyunculuğu yutturacak. Nerede
narsist karakterin dünyanı tanımayan kuralları? Oyuncunun bir tek sesi güzel
var, diğer özelliklerini at çöpe gitsin. Phoebus rolünde Martin Giroux fena
değildi, ama eski kadrodan Patrick Fiori çok daha iyi.
Otuz kişilik kadrosuyla tempolu bir ilk yarısı ve dramın etkisini iyiden iyiye
hissettiren Notre Dame de Paris, ikinci yarısıyla aşkın en tarif edilemez saf,
masum, acı, heyecanlı, karşılıksız ve daha pek çok yönünü ortaya koyarak
unutulmaz bir deneyimi bizlere yaşattı. Efsanevi dekoruna eşlik eden harika
ışık kullanımı ve müzikleriyle Notre Dame de Paris canlı canlı izlenmesi
gereken gereken dünya tiyatro tarihine geçmiş bir oyun.. Müzikalin tekrar
tekrar dinlenmesi gereken şarkıları ise uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek
bir duygu sarmalına bizleri itti!
yasam.kaya@gmail.com
