Hani geçen hafta 10 filmle rekor kırdık filan dedik ya! Hikâye. Bu hafta 5’i yerli 12 film vizyonda. […]
Yazar: lifeartsanat
1983 yılında Yavuz Turgul ‘Şekerpare’ filminin senaryosunu yazdığında, farkında olmadan Türkiye Sineması’ nın kültleşmiş bir eserini beyazperdeye kazandırmıştı. […]
OYUN SONRASI YAZAR VE YÖNETMENLE SÖYLEŞİ… Bakırköy Belediye Tiyatroları 2014-2015 Tiyatro Sezonu İkinci tur oyunlarından ve Ülkemizde ilk […]
Esra Ersen’in Türkiye’de ilk kez gösterilen işi Olası Bir Geçmiş ile Bir Kanarya Operası İçin Seçmeler’i ve Antonio Cosentino’nun Marmara’dan Kaçış’ı SALT […]
“80’lerde Lubunya Olmak” Anadolu Yakasında Emek Sahnesi’nde sahneleniyor. Mekan Artı farklı bir sahneleme ile seyircisini 1980’lerde bir pavyona davet ediyor ve trans bireylerin hayatlarına ortak ediyor! “80’lerde Lubunya Olmak” en genci bugün 50 yaşında olan dört Trans birey bize Türkiye’de Lubunya olmanın genel ve özel tarihini anlatıyorlar…
Filistin Ramallah’ta iki yıl boyunca yaşayan Pamela Olson, anılarında kendini duvarın ardında yaşayan insanların yerine koyup dünyaya onların gözünden bakıyor. Onların hayatlarını, aşklarını, acılarını, bayramlarını, misafirperverliklerini ve umutlarını paylaştığı kitabı “Duvardakiler” okuyucusunu Filistin’de gerçek bir yolculuğa davet ederken aynı zamanda İsrail işgalinin gerçek yüzünü ortaya koyuyor…
Umut, dayısının ona hediye ettiği hayallerinin peşinden gitmektedir. Yazdığı film senaryosunu bitirmek hayatının bütün amacı olmuştur. Ancak yaşadığı […]
Geçtiğimiz haftalarda İzmir’de ‘Uluslararası Caz Festivali’ ne katılıp epeyce konser izleme şansını yakalamıştım. Lifeartsanat için takip ettiğim festival sırasında adını duyduğum ama bugüne kadar izleme şansını yakalayamadığım Bademler Köy Tiyatrosu’ nu da görmeye gittim. Tiyatronun bu seneki çalışma hayatına İstanbul’dan tanıdığımız çok değerli bir tiyatrocu Melisa İclal Gürmen de katılmış. Melisa’yla iletişime geçip tiyatronun çalışmalarını görmek istediğimi söylediğimde hemen soluğu Bademler Köyü’nde aldım…
Arda Yalkın’a göre “İşlerimde birey-iktidar çatışması, tüketim toplumu, asimilasyon, savaş, politika, din, yokoluş gibi pek de keyifli olmayan konuları işliyorum. Bir MTV çocuğu olarak yetişmemiş olmama rağmen reklamların, ana akım sinema-medyanın gücünü, yöntemlerini ve zekasını çok önemsiyorum. Daha genç bir öğrenciyken değer verdiğim şeylerin birer tüketim nesnesine dönüşmesini hayretle izliyorum. Aslında, benim yöntemim bir tür “tersine mühendislik” olarak tanımlanabilir…
Bu yıl 5.si düzenlenen İstanbul Blue Night, birbirinden coşkulu, renkli ve ses getiren etkinliklerle adeta “Festivalin böylesi İstanbul’da olur!” dedirtmeye devam ediyor. İstanbul gece hayatının enerjisi ile sokak sanatının renkli dünyası graffitiyi harmanlayarak şehre dinamizm katan İstanbul Blue Night, aynı zamanda dünyanın en önemli DJ’lerini de İstanbullu müzik severlerle buluşturuyor…
Perşembe Sineması Pom Poko 23 Nisan, 15.00 ve 19.00 SALT Beyoğlu, Açık Sinema Pom Poko (1994) Yönetmen: Isao Takahata 119 dakika 15.00 […]
İstanbul Blue Night Sunar: L-MANYAK’TAN YAZA MERHABA PARTİSİ! Festivalin böylesi “İstanbul’da Olur”! L-Manyak’ın yazı bomba gibi […]
