Arda Yalkın’a göre “İşlerimde birey-iktidar çatışması, tüketim toplumu, asimilasyon, savaş, politika, din, yokoluş gibi pek de keyifli olmayan konuları işliyorum. Bir MTV çocuğu olarak yetişmemiş olmama rağmen reklamların, ana akım sinema-medyanın gücünü, yöntemlerini ve zekasını çok önemsiyorum. Daha genç bir öğrenciyken değer verdiğim şeylerin birer tüketim nesnesine dönüşmesini hayretle izliyorum. Aslında, benim yöntemim bir tür “tersine mühendislik” olarak tanımlanabilir…