Sergide, Cebeci, adeta imzası haline gelen, kent yaşamının ‘açık’ ve ‘kapalı’ mekânlarını, bu mekânlara ait sosyal ve duygusal ilişkileri, biraradalıkları ve yalnızlıkları sorgulamaya devam ediyor. Sergi ile eşzamanlı olarak yayımlanacak kataloğun metinlerini kaleme alan Serhan Ada, “Selim Cebeci’nin resimleri günlük hayatın, sıradan insanların, görüp geçtiğimiz nesnelerin, yalınkat ışığın, önce fotoğrafa sonra tuvale geçirilmiş halleri. İyi bilinen tüm o şeyler aynı gerçekte oldukları haliyle karşımızda. Yine de aşina değiller. Garip, ayrıksı, yalnız, uzak adeta dışımızdaki bilmediğimiz bir vaktin/zamanın içinde varoluyorlar” diye yazıyor…