Tanışmalarının birinci yılını kutlayan Aslı ve Umut arkadaşlarıyla doyasıya eğlendikten sonra, Umut’un Beyoğlu’nun arka sokakların bulunan evine giderler. Sekiz katlı yıkık dökük ve terkedilmiş apartmanda Umut ve kapıcı dairesinde bulunan çift dışında başka kimse yaşamamaktadır. Umut ve Aslı eve gelip bir süre eğlenmeye devam eder. İkili uyumaya karar verdikleri sırada son derece şaşıracakları bir durumla karşılaşırlar. Kocaman kırmızı bir bavulun salonun tam ortasında durduğunu fark eden çift bir süre şaşkınlıktan donarlar. Umut bavulun kendisine ait olmadığını söyler. Sonunda bavulu açmaya karar verdiklerinde ise ikisini de dehşete düşüren bir manzarayla karşılaşırlar…

2014-2015 tiyatro sezonu, geçtiğimiz sezonlara göre epeyce sönük geçiyor. İstanbul çapında tespit ettiğim 400 (dört yüz) yeni oyun seyircileriyle buluşurken, kalite anlamında teatral sorunlar had safhada. Dünya sahnelerinde neler olup bittiği konusunda araştırmalar yapmak yerine, nitelik anlamında epeyce zayıf kalan ‘yerli oyun’ metinlerini sahneye taşımak çokta akıllıca değil. Yani yazar olmak kolay bir olguysa, tiyatronun disiplinlerini ne yapacağız? Bu sezon şimdiye kadar 80 (seksen) oyun izleme şansım oldu…