32. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ (1-17 TEMMUZ 2025)

Cazda Buluşalım

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 28 yıldır Garanti BBVA sponsorluğunda gerçekleştirilen İstanbul Caz Festivali kapılarını 1 Temmuz’da, 32’nci kez açmaya hazırlanıyor. Uzun yıllardır İstanbul’da temmuzu caz ayına çeviren festival, aralarında Chucho Valdés Royal Quartet, Hermanos Gutiérrez, Max Richter, Meshell Ndegeocello, Grégory Privat, Chiara Civello, Kerem Görsev Quintet, Jazzmeia Horn ve Meltem Ege & Friends gibi usta sanatçı ve grupların yer aldığı programıyla müzikseverlerin karşısına çıkıyor.

Festival biletleri 11 Mart Salı İKSV’nin Lale Kart üyeleri için başlayacak indirimli ve öncelikli satış döneminin ardından 14 Mart Cuma günü genel satışa çıkıyor. Genel satış döneminde biletler tüm Garanti BBVA kredi kartlarına %10 indirimli.

1-17 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek 32. İstanbul Caz Festivali, klasiklerden yenilikçi stillere uzanan, cazın özgürleştiren doğasından ilham alan, türlerarası yaklaşımlarıyla ses getiren ve dünyada yankı uyandırmış sanatçıları ve cazın geleceğine yön verecek genç yetenekleri müzikseverlerle buluşturacak.

32. İstanbul Caz Festivali, 17 gün boyunca 40’a yakın konserde usta isimlerden yeni keşiflere 200’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak.

Festivalin ilk üç gününde Afro-Küba cazının en etkili isimlerinden 7 Grammy ödüllü Chucho Valdés, yeniden yükselen Latin gitarının öncülerinden Hermanos Gutiérrez ve ilk İstanbul konseriyle elektronik ve çağdaş klasik müzik arasında kurduğu köprülerle yeni bir devir açan besteci ve piyanist Max Richter, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu sahnesinde olacak.

Festivalde izleyenleri büyülemeye hazırlanan isimler arasında melodik zenginliği, şaşırtıcı tekniği ve dinamik ritimleriyle cazın son yıllarda en çok konuşulan piyanist ve vokallerinden Grégory Privat, sınır tanımayan vokali ve besteleriyle cazın yenilikçi ismi Jazzmeia Horn ile asi ve yenilikçi stiliyle türler arasında gezinerek bir müzik efsanesine dönüşen Grammy ödüllü Meshell Ndegeocello bulunuyor.

Festival, New York merkezli İtalyan müzisyen Chiara Civello ve Brezilya’nın sevilen samba ve bossa nova müziklerini yeniden dünya sahnesine taşıyan Rogê’nin ilk Türkiye konserleriyle izleyicilerini bir dünya turuna çıkarmaya hazırlanıyor.

Her daim dinamik sahne performansı ve son albümü Clear Horizon’dan mutluluk aşılayan besteleriyle Kerem Görsev Quintet, caz ve klasik müzik alanında ülkemizin değerli trompet sanatçılarından Tolga Bilgin, uzun süredir beklenen yeni albümü Solitude’un Türkiye prömiyeriyle Meltem Ege, Anadolu’ya özgü melodileri modern cazla iç içe geçiren Mehmet Ali Sanlıkol ve İtalyan kontrbas sanatçısı Michelangelo Scandroglio’yu da sahnesine konuk edecek genç ekip Hakan Başar Trio da festivalin Türkiye caz sahnesinden konukları arasında.

Festivalin gelenekselleşen etkinlikleri bu yıl da devam ediyor. Müzikseverlerin Kadıköy’de iyi müziğin peşinden gideceği +1’li Gece Gezmesi bu yıl iki güne yayılıyor; Kadıköy Sineması ve Moda Sahnesi’nde Ghost Note, MY BABY, Cari Cari, Çağıl Kaya, Mehmet Ali Sanlıkol, Berke Can Özcan ve Jonah Parzen-Johnson, Seda Erciyes, Selût, Tuğçe Şenoğul, Istanbul West Side Collective, Şenkop, Zeynep Oktar, Şu Güzel İnsanlar ve Hav Hav! gibi sevilen isimleri ağırlıyor. İstanbul’un sevilen simgelerinden Şehir Hatları vapurunu cazın en neşeli hâliyle buluşturan Caz Vapuru, bu yılki yolculuğunda festival izleyicisini Brassist, Kaan Arslan Co ve Kamucan Yalçın and Friends’in farklı stillerdeki performanslarıyla Anadolu Kavağı’na götürecek. Festivalin, müziği şehrin dört bir köşesine yaydığı ve her yaştan izleyiciye hitap eden ücretsiz Parklarda Caz konserleri bu yıl da İstanbul’un parklarını festival alanına çevirecek.

32. İstanbul Caz Festivali’nin programı basın toplantısıyla duyuruldu

32. İstanbul Caz Festivali’nin programı 4 Mart Salı günü The Marmara Taksim’de düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıya, İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik ile İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer konuşmacı olarak katıldı.
İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak, “Programında hem farklı coğrafyalardan önde gelen sanatçılara hem yeni keşiflere hem de genç yeteneklere yer veren İstanbul Caz Festivali, 32 yıldır her temmuz ayında cazın özgür ve kapsayıcı ruhunu İstanbul’un dört bir yanına taşıyor. Festivalin her yıl kendini yenileyerek, farklı kuşakları bir araya getirerek büyümeye devam ettiğini görmek büyük bir mutluluk. Genç Caz programımızla genç müzisyenleri izleyicilerle buluşturmaya, Eczacıbaşı Genç Bilet’le daha fazla genç izleyicimizin festivale katılmalarını sağlamaya devam ediyoruz. Bu yıl ayrıca İKSV Genç Sanatçı Fonu kapsamında sanatçılara yönelik bir uluslararası dolaşım fonu başlattık. Böylece genç caz müzisyenlerinin de yurtdışında gerçekleştirilen etkinliklere aktif olarak katılabilmelerine katkı sağlayabileceğimizi umuyoruz. (…) İstanbul Caz Festivali’ni yirmi sekiz yıldır kesintisiz olarak Garanti BBVA’nın festival sponsorluğuyla gerçekleştiriyoruz. İstanbul’la özdeşleşmiş, dünyanın dört bir yanından güncel müziğin en nitelikli örneklerini izleyicilerle buluşturan festivalimizle ilgili heyecanımızı paylaştıkları ve devam eden destekleri için Garanti BBVA’ya gönülden teşekkürlerimizi sunuyorum. Festivalin gerçekleştirilmesine katkıda bulunan, başta Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumları ve özel kuruluşlara da teşekkür ediyorum. Festivalin bir kez daha tüm müzikseverlere ilham vermesini ve unutulmayacak anlar yaşatmasını diliyorum,” dedi.

Törende söz alan Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik ise “İstanbul Caz Festivali, 32 yıldır müzikseverleri bir araya getiren, sanatın birleştirici gücünü hissettiren eşsiz bir buluşma noktası. Biz de 28 yıldır bu festivalin bir parçası olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Festivalin, genç müzisyenlere alan açması, yeni projelere imkânı sunması ve şehrin her köşesinde hissedilen bir atmosfer yaratması, kültürel yaşama sağladığı katkının en güzel örnekleri. İKSV’nin büyük özverisiyle yaşatılan bu değerli festivale emek veren herkesi yürekten tebrik ediyor, tüm müzikseverleri bu büyülü deneyimi paylaşmaya davet ediyorum,” dedi.

İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer şunları söyledi: “Birçoğumuz için yazın habercisi olan İstanbul Caz Festivali, bu yıl da güçlü ve kapsayıcı bir programla seyircilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Farklı türleri olduğu kadar güncel cazın önemli isimlerini ve genç yeteneklerini de odağa alan keyifli bir program hazırladık. Grammy ödüllü sanatçılarımızdan nörobiyologlar ile müzikli söyleşilere varan çok geniş bir yelpazede birbirinden güzel etkinlikleri 32. İstanbul Caz Festivali’nde izleyeceğiz.”

Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülleri Yalçın Ateş ve İzzet Öz’e

32. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü bu yıl Türkiye caz tarihinin iki önemli ismine, caz müziğinin ustalarından saksofon sanatçısı Yalçın Ateş ve müzik yayıncılığı alanında öncü çalışmalarıyla cazın geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunan İzzet Öz’e sunulacak.

Festival temmuzda İstanbul’un en keyifli açık hava mekânlarını caz sahnesine dönüştürecek

Festivale bu yıl evsahipliği yapacak mekânlar arasında Fransız Sarayı, İtalya Başkonsolosluğu Bahçesi, The Marmara Esma Sultan Yalısı, Gün Bahçesi – Hilton Istanbul Bosphorus, Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus ve Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu yer alıyor.

Festivalin Yıldızları

Festival Açılış Konseri: Chucho Valdés Royal Quartet, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu, 1 Temmuz Salı

32. İstanbul Caz Festivali’nin açılışını Afro-Küba müziğinin usta ismi, 7 Grammy ödüllü caz ikonu Chucho Valdés yapıyor

Afro-Küba cazının en etkili isimlerinden, Kübalı piyanist, besteci ve aranjör Chucho Valdés, 1973’te kurduğu, piyanisti ve baş bestecisi olduğu müzik grubu Irakere ile yenilikçi işlere imza attı. Çeyrek asrı aşan bir sürede Irakere müzisyenleriyle birlikte, Afrika kökleri ile cazı birleştirdikleri yeni bir füzyon yaratarak, Küba dans müziğini batá gibi vurmalı Afrika çalgılarıyla tanıştırdı. Timba Cubana’nın doğuşuna yol açtı, ilk Uluslararası Küba Caz Festivali’ni düzenledi, Arturo Sandoval ve saksofoncu Paquito D’Rivera gibi isimleri müziğe kazandırdı ve grubun ilk albümü En İyi Latin Kayıt dalında Grammy aldı. 1998’den itibaren caz, klasik müzik, rock ve dahasını Afro-Küba müzik geleneğiyle harmanladığı derinlikli tarzıyla solo çalışmalarını sürdürdü ve üretken kariyerini toplamda 7 Grammy ve 3 Latin Grammy ödülüyle taçlandırdı. Caz ikonu Chucho Valdés, davulda Horacio “El Negro” Hernandez, basta José A. Gola ve perküsyonda Roberto Jr. Vizcaino ile festival açılışını onurlandıracak.

Hermanos Gutiérrez
Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu, 2 Temmuz Çarşamba

Latin gitarının öncülerinden Hermanos Gutiérrez, Türkiye’deki ilk büyük konserleri için festivale geliyor

Latin Amerika’nın güneşli gitar melodileriyle ilk kez dedelerinin dinlettiği Julio Jaramillo kayıtlarıyla tanışan, babaları İsviçreli anneleri Ekvadorlu olan iki kardeş Alejandro ve Estevan Gutiérrez, ilk albümlerinden bu yana çöllerin müziğini ve Latin köklerini hiç bırakmadı. 8 Años (2017), El Camino De Mi Alma (2018) ve Hoy Como Ayer (2019) albümleriyle dünyaya açıldılar, kapalı gişe konserler verdiler. Vokalsiz, sözsüz, sadece iki gitarla başardıkları az buz değildi. El Bueno Y El Mano ve Sonido Cósmico (2024) albümlerinde, The Black Keys grubunun kurucusu ve yapımcı Dan Auerbach ile çalıştılar. Rolling Stone’un benzetmesiyle “halüsinojenik bir enerjiyle parlayan” ses manzarasıyla Sonido Cósmico’yla geçen yaz Coachella’da kalabalıklara çaldılar. Yükselen Latin gitarının öncülerinden Gutiérrez kardeşler, Türkiye’deki ilk büyük konserleri için 32. İstanbul Caz Festivali’ne geliyor.

Max Richter
Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu, 3 Temmuz Perşembe

Elektronik müzik ve çağdaş klasik müzik arasında kurduğu köprülerle yeni bir devir açan besteci ve piyanist Max Richter ilk kez İstanbul’da

Klasik müzik geleneğini elektronik altyapıyla birleştiren, neo-klasik aktivist, truva atı veya ikonoklast gibi nice benzetmenin öznesi besteci ve piyanist Max Richter, bu yaz İstanbul izleyicisiyle ilk kez festivalde buluşuyor. Shutter Island, Arrival, The Last of Us, The Leftovers, Black Mirror gibi sinema, televizyon ve sahne projeleriyle de tanınan Max Richter, modern zamanların en sevilen ve en etkili bestecileri arasında sayılıyor. Richter festivalde, elektronik ve akustik, insan ve doğa, yaşamın büyük soruları ve küçük keyiflerini belki de yalnızca müziğin başarabileceği bir huzurla uzlaştıran son albümü In A Landscape’in yanı sıra hem kendi kariyeri hem de klasik müzik dünyasında çığır açan albümü The Blue Notebooks’tan bestelerini seslendirecek.

Grégory Privat “Phoenix” feat. Tolga Bilgin
Fransız Sarayı, 4 Temmuz Cuma

Melodik zenginliği, şaşırtıcı tekniği ve dinamik ritimleriyle cazın son yıllarda çok konuşulan piyanist ve vokallerinden Grégory Privat, son albümü “Phoneix” ile caz dinleyicisini mest etmeye geliyor.

Klasik müzik eğitimi aldıktan sonra cazın sonsuz olasılıklarla dolu dünyasıyla büyülenen Grégory Privat, her albümde, geleneği geleceğe doğru genişleterek bambaşka bir evren yaratmayı başarıyor. Kusursuz tekniği, modern swing, oda müziği tarzında bestelenmiş caz ve elektronik füzyon gibi geniş bir yelpazeye yayılan müzikal evreni ve birçoklarınca “en iyiler” arasında gösterilen solo doğaçlamalarıyla Grégory Privat, festivalin en heyecan verici performanslarından biri için İstanbul’a geliyor. Privat’ya, karakteristik üslubuyla ülkemizin değerli trompet sanatçılarından Tolga Bilgin eşlik ediyor. Roma’da Santa Cecilia Konservatuvarı’nda düzenlenen Premio Abbado yarışmasında jüri özel ödülüne layık görülen Bilgin, Dokuz Eylül Üniversitesi Orkestrası ve Concerto Barocco Orkestrası, gibi büyük orkestralarla klasik müziğin önemli eserlerini seslendirmenin yanı sıra; Fatih Erkoç, İmer Demirer gibi isimlerle çaldı.

Chiara Civello // Hakan Başar Trio feat. Michelangelo Scandroglio
İtalya Başkonsolosluğu Bahçesi, 5 Temmuz Cumartesi

Civello’nun, Canzoni Deluxe Edition albümündeki ikonik parçaları kendi besteleriyle harmanlayarak caz, bossa nova, pop ve İtalyan müzik geleneğini ustalıkla bir araya getireceği bir müzik şöleni

Tony Bennett tarafından “kendi jenerasyonunun en iyi caz şarkıcısı” olarak nitelendirilen İtalyan müzisyen Chiara Civello, ilk albümünden bu yana pop, caz, kabare ve Latin müziğinden geniş bir yelpazede ilham alarak ilerliyor, ancak cazın etkisi eserlerinde hep hissediliyor. 2014’te yayımladığı, İtalyan aşk şarkılarını yorumladığı Canzoni albümüyle İtalyan melodilerini caz, soul ve bossa nova ile harmanladı. Bu başarılı albümün 10. yılını, şarkıların İngilizce versiyonlarına ve yeni şarkılara yer verdiği Canzoni Deluxe Edition albümüyle kutladı. Kendisine bas gitarda Ameen Salim, piyanoda Domenico Sanna, gitarda Marco Acquarelli ve davulda Stefano Costanzo’nun eşlik ettiği beşlisiyle Civello, melankoli, aşk, tutku ve romantizm dolu bir performans için festivale geliyor.

İtalya Başkonsolosluğu’nun büyüleyici bahçesindeki İtalyan akşamının açılışını ise Michelangelo Scandroglio’nun da katılımıyla Hakan Başar Trio yapacak. 2004 doğumlu piyanist Hakan Başar, enerjik kompozisyonları, yurtiçi ve yurtdışında verdiği konserler, topladığı övgülerle şimdiden caz piyanosunun geleceğinde kendine yer ediniyor. Bu konserde kendisine kontrbasta eşlik edecek Michelangelo Scandroglio ise, kariyeri boyunca kazandığı birçok ödül ile İtalya’nın genç yeteneklerinden. Hakan Başar’a davulda ise başarılı genç müzisyen Enes Yeldemir eşlik edecek.

Jazzmeia Horn
Sultan Park- Swissôtel The Bosphorus, 7 Temmuz Pazartesi

Sınır tanımayan vokali ve besteleriyle cazın yenilikçi ismi Jazzmeia Horn, olağanüstü ritim duygusu ve tutkulu sesiyle festival sahnesinde.

Yenilikçi besteleri, başarılı scat ve spoken word tekniği ve geniş yelpazedeki vokali ile caz dünyasında hızla yükselen Jazzmeia Horn, müzikal reçetelerini festival izleyicisiyle paylaşmaya geliyor. Müziğin geleneksel yapı taşlarını modern dokunuşlar, temalar ve stillerle zenginleştirerek cazın sınırlarını genişleten Jazzmeia Horn, son zamanların en güçlü çıkışlarından kabul edilen ilk albümü Social Call’da, geçen yüzyılın ortasından aldığı cazı, neo-soul ile ustalıkla birleştirdi ve toplumsal meseleleri odağına aldı. Devam albümü Love & Liberation’da caz standartlarına mola verdi ve kendi bestelerini kaydetti. İlk iki albümü de Grammy’e aday gösterildi. Üçüncü albümü Dear Love, kendi düzenlemelerini de içeren iddialı bir büyük orkestra projesiydi. Orijinal parçalar ile caz standartlarının taze yorumlarını zengin bir bütünlük içinde sundu. Üçüncü albüm Jazzmeia’ya üçüncü Grammy adaylığını getirdi. 2024’te yayımlanan son albümü Messages, zor kararlar için bir cesaret reçetesiydi. Bu kez sade bir toplulukla çalıştığı albümle caz repertuvarına katkısını yeni bir boyuta taşıdı.

Meshell Ndegeocello
Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus, 8 Temmuz Salı

Asi ve yenilikçi stiliyle türler arasında gezinerek bir müzik efsanesine dönüşen Grammy ödüllü Meshell Ndegeocello, Türkiye’de ilk konserini verecek.

Meshell Ndegeocello, James Baldwin’in The Fire Next Time eserinden ilhamla 2016’dan bu yana üzerinde çalıştığı ve Amerika’da siyah olmanın varoluşsal sıkışmışlığına odaklanan projesinin meyvesi No More Water: The Gospel of James Baldwin albümünü yazarın 100. yaş gününde çıkardı. Albümün ritimleri, her an geliverecek bir özgürlüğün yolunu gözlüyor, yoğun sözler ırkçılığın dikenli tellerini paramparça ediyor. Cazda farklı ifadeleri kucakladığı yılların da bir ürünü olan albümle, şubat ayında aldığı En İyi Alternatif Caz Albümü dalındaki Grammy ödülünün taze sevincini yaşıyor. Popülariteye ve akımlara kapılmadan kendi sanatını yapan Ndegeocello, pek çok tarzı denediği geniş bir ses yelpazesi yarattı ve her yeni albümde seyirciyi şaşırtmaya devam ediyor. Festival izleyicisi, Baldwin’in yaşayan fikirlerini parlak ritimlere yazan Meshell Ndegeocello’yla, yazarın İstanbul yıllarında izlediği manzaraya bakan Sultan Park – Swissôtel The Bosphorus’ta buluşacak.

Brezilya Gecesi: Rogê
The Marmara Esma Sultan Yalısı, 9 Temmuz Çarşamba

Geleneksel Brezilya müziğini dünya sahnesine taşıyan Rogê, zamansız samba ruhu ve Rio neşesiyle ilk Türkiye konseri için festivale konuk oluyor.

Roger José Cury, bilinen adıyla Rogê’nin dünya sahnesindeki durdurulamaz yükselişi, Rio de Janeiro’dan Los Angeles’a taşınıp Amerikalı yapımcı Thomas Brenneck ile tanışmasıyla başladı. Brenneck ile Rogê’nin işbirliği ve kusursuz uyumundan Curyman albümü doğdu. Neşeli samba-funk parçaları ve hüzünlü baladlarla dolu albüm, bossa nova’nın yaşayan efsanesi Brezilyalı besteci Arthur Verocai’nin yaylı düzenlemeleri eşliğinde dilin ve mekânın engellerini aştı, evrenselliği yakaladı. Geleneksel Brezilya ritimlerini modern etkilerle harmanlayan Rogê’nin tarzı zamansız ve taze. Vatanının özgür ruhu, Ipenama’nın kavruk güneşi, Afro-Brezilyalı toplulukların isyanı, saf ritimler eşliğinde Rio’nun kulüplerinden dünyaya onun tarzıyla taşınıyor. KCWR’dan Gilles Peterson’a önemli müzik eleştirmenlerinin de gözdesi olan Rogê bu yaz, SNOC gösteri sponsorluğunda İstanbul’a samba güneşini, festivale karnaval neşesini getirecek.

Meltem Ege & Friends
Gün Bahçesi – Hilton Istanbul Bosphorus, 10 Temmuz Perşembe
Meltem Ege uzun süredir beklenen yeni albümü “Solitude”un Türkiye prömiyerini festivalde yapıyor.

Kariyerinin erken döneminde Türkiye’yi yurtdışındaki birçok yarışmada dereceyle temsil eden caz vokalisti, besteci, akademisyen ve piyanist Meltem Ege, bugün uluslararası caz camiasının saygın isimleri arasında anılıyor. Kaliforniya Sanat Enstitüsü’nde dersler veriyor, klasik piyano geçmişi ve caz vokali uzmanlığını deneysel müzik ve tiyatro ile birleştirdiği çalışmalar yapıyor. Ege, uluslararası projeler yürütmesinin yanı sıra bugüne kadar birçok senfoni orkestrasına solist olarak eşlik etti, prestijli caz festivalleri ve konser salonlarında sahneye çıktı. 2012’de Önder Focan ile Songbook albümünü yayımladı. Focan’ın gitarı ve Ege’nin vokaline eşlik eden Şenova Ülker’in trompeti, Bulut Gülen’in trombonu, Ozan Musluoğlu’nun kontrbası ve Ferit Odman’ın davuluyla albüm, yerli caz külliyatının önemli bir parçası oldu. Meltem Ege, iki ayrı kıtada ve dilde kaydettiği yeni albümü Solitude’un heyecan uyandıran Türkiye prömiyeriyle festival sahnesinde olacak.

Kerem Görsev Quintet “Clear Horizon”
Gün Bahçesi – Hilton Istanbul Bosphorus, 11 Temmuz Cuma

Kerem Görsev, her daim dinamik sahne performansı ve son albümü “Clear Horizon”dan mutluluk aşılayan besteleriyle 32. İstanbul Caz Festivali’nde.

Ülkemizin yetiştirdiği en önemli cazcılardan piyanist ve besteci Kerem Görsev, 1987’de kurduğu Kerem Görsev Trio için düzenlediği bestelerden orkestra düzenlemelerine uzanan üretimleri, prestijli festivallerde verdiği konserler, usta müzisyenlerle performanslarının yanı sıra caz üzerine yaptığı televizyon ve radyo programlarıyla Türkiye’de cazın gelişimine değerli katkılar sundu. Son albümü Clear Horizon’da topladığı 8 bestesi, ilhamını sabah sakinliğinde Como Gölü’nün sularına yansıyan siluetlerden, adını ise Alfred Hitchcock’un mutluluk tanımından ödünç aldı: dikkat dağıtıcı ve endişe verici hiçbir şeyin olmadığı, sadece yaratıcılığın varlığından ibaret apaçık bir ufuk. Albümün yaratımında, uzun yıllardır birlikte çalıştığı müzisyen dostları Ferit Odman, Volkan Hürsever, Barış Doğukan Yazıcı ve Engin Recepoğulları da yanındaydı. Şimdi, müzik sahnesinin beş usta ismi, var olmanın mutluluğunu kutlamak için sahneye çıkıyor.

İstanbul’a özgü bir caz etkinliği: Caz Vapuru
Kabataş İskelesi, 13 Temmuz Pazar

Festivalin geleneksel etkinliklerinden Caz Vapuru bir kez daha Boğaz’ın serin sularında müzik ve eğlence dolu bir yolculuğa yelken açıyor.

İstanbul Caz Festivali’nin vazgeçilmez etkinliğinde, vapurun her bölümü farklı bir sahneye dönüşüyor ve her sahnede izleyicileri caz, dans ve coşku bekliyor. 13 Temmuz Pazar günü saat 11.00’de Kabataş İskelesi’nden demir alıp Anadolu Kavağı’na kadar tüm Boğaz hattı boyunca seyredecek ve bir kez daha izleyiciyi Boğaziçi’nde caz ve swing’le buluşturacak Caz Vapuru’nun konukları; New Orleans’ın brass band geleneğini günümüze taşıyan İstanbullu üflemeliler beşlisi Brassist, Ragtime ve Dixieland’e özgü dramatik üsluba referans veren performansı, cazın erken dönem örneklerinden oluşturduğu repertuvarıyla deneyimli müzisyen Kamucan Yalçın ve grubu Kamucan Yalçın and Friends ve 1920’lerin geleneksel caz, Dixieland ve New Orleans blues repertuvarıyla Kaan Arslan Co olacak.

Işıl ışıl bir Kadıköy gecesi: +1’li Gece Gezmesi
Moda Sahnesi & Kadıköy Sineması, 16 Temmuz Çarşamba / 17 Temmuz Perşembe

Festivalin çok sevilen gece etkinliği bu yıl kabuk değiştiriyor, Kadıköy’ün sevilen iki mekânındaki konserlerle iki geceye yayılıyor.

İstanbul Caz Festivali’nin gelenekselleşen etkinliklerinden +1’li Gece Gezmesi, müzikseverlerin keyfine artı bir katarak bu yıl da Kadıköy sokaklarında müzik keşifleriyle dolu bir gece rotası sunuyor. Kadıköy’de gerçekleşecek iki gecelik bu dopdolu etkinlik Moda Sahnesi ve Kadıköy Sineması’nda birbirinden etkileyici isimlerin performanslarına tanıklık edecek.

Türlerarası ve türleri aşan performanslar izleyeceğimiz +1’li Gece Gezmesi’nde, 16 Temmuz Çarşamba günü Grammy ödüllü Snarky Puppy’nin perküsyon ikilisi Robert “Sput” Searight ve Nate Werth liderliğindeki funk grubu Ghost-Note; Grammy adayı besteci, çok enstrümanlı müzisyen ve caz piyanisti Mehmet Ali Sanlıkol; caz ve performans sanatını birleştiren yenilikçi çalışmalarıyla Çağıl Kaya; zamansız ve neşe dolu ortaklıklarıyla New York merkezli saksofoncu Jonah Parzen-Johnson ile çok enstrümanlı müzisyen Berke Can Özcan; Anadolu ve komşu coğrafyaların müziğini doğaçlamayla yorumlayan Şenkop ve kapsayıcı tarzıyla caz sahnemize yeni bir soluk getiren İstanbul West Side Collective sahnede olacak.

17 Temmuz Perşembe gecesi ise hipnotik bir atmosfer yaratma yeteneğiyle öne çıkan Amsterdam/Yeni Zelanda çıkışlı MY BABY; Avusturyalı indie rock ikilisi Cari Cari; festivale özel projeleriyle Selût, Seda Erciyes ve Tuğçe Şenoğul; yeni rock-füzyon projesiyle Büyük Ev Ablukada’dan da tanıdığımız Zeynep Oktar; iyileştirici ve meditatif cazıyla Şu Güzel İnsanlar ve pop ile punk arasında seyreden hareketli şarkılarıyla Hav Hav! sahnede olacak.

Festivalin ücretsiz konserleriyle caz şehre yayılıyor: Parklarda Caz
12 Temmuz Cumartesi / 13 Temmuz Pazar

İstanbul Caz Festivali’nin keyifli etkinliklerinden Parklarda Caz, yaz-caz-park üçlüsüyle bu yıl da sunduğu ücretsiz konserlerle müziği parklarda İstanbullularla buluşturmaya devam edecek. Genç Caz+ finalistleri ve dahasının sahnede olacağı Parklarda Caz’ın ayrıntılı programı daha sonra açıklanacak.

Genç Caz+ konserleri ve albümü

Bu yıl 23. yaşını kutlayan Genç Caz+ programı, Türkiye’de amatör veya yarı profesyonel olarak müzikle ilgilenen, 28 yaş altındaki genç müzisyen ve topluluklara festival programında yer alabilecekleri bir platform sağlıyor. Başvurular sonrasında belirlenecek müzisyen ve topluluklar, 32. İstanbul Caz Festivali kapsamında şehrin farklı semtlerindeki parklarda ücretsiz gerçekleştirilen Parklarda Caz etkinliklerinde uluslararası sanatçılarla aynı sahneyi paylaşma imkânı yakalayacak ve Genç Caz+ 25 albümünde yer almaya hak kazanacak.

İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu desteğiyle hayata geçirilen Genç Caz+ albümü bu yıl beşinci kez yayımlanacak. Genç Caz+ konserlerine seçilecek topluluklar birer özgün eseriyle, dijital platformlarda yayımlanacak olan albümde yer alacak. Bu albüm projesiyle yetenekli ve umut vadeden genç müzisyenlerin yaratıcılık ve kariyer gelişimleri desteklenecek ve Türkiye’den dünyaya seslerini duyurmaları sağlanacak.

Bu sene Genç Caz+ Seçici Kurulu’nda müzisyen Ayşe Tütüncü, müzisyen Selen Gülün, müzisyen Çağıl Kaya, müzisyen Nihal Saruhanlı, radyo programcısı Dr. Hakan Rauf Tüfekçi, Genç Caz+ Müzisyeni ve Aposto CEO’su Orhun Canca, yapımcı Sinan Sakızlı ve İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer yer alıyor.
Genç Caz+ için son başvuru tarihi 25 Nisan Cuma. Ayrıntılı bilgi için: caz.iksv.org

Festival söyleşileri

Festival öncesinde gerçekleştirilen Garanti BBVA Caz Sohbetleri bu yıl da devam ediyor. Nisan-Mayıs aylarında Salt Beyoğlu’nda yapılacak üç farklı söyleşide Türkiye’de caz ve güncel müziğin gelişimine dair farklı konular ele alınacak ve tartışılacak. Müzisyenler, müzik yazarları ve müzik sektöründen temsilcilerin katılacağı seride, 30 Nisan’da Türk medyası caz ritmini yakalayabiliyor mu?, 6 Mayıs’ta Dönemler, Olaylar ve Anekdotlarla: Türkiye’de Caz ve 27 Mayıs’ta Gramofondan Cep Telefonuna: Müziği yıllar içinde nasıl dinledik? başlıklı söyleşiler düzenlenecek. Tüm söyleşiler Salt Beyoğlu, Açık Sinema’da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.
Festival programında, bu yıla özel Avrupa Biyokimya Dernekleri Federasyonu (FEBS) ve İstanbul Caz Festivali işbirliğiyle, 5-9 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek 49. FEBS Kongresi’yle bağlantılı olarak “Groove on the Brain: How Jazz Shapes the Mind” başlıklı bir müzikli söyleşi de yer alıyor. Söyleşi kapsamında, sahnede nörobilimci, besteci, caz müzisyeni ve aynı zamanda Danimarka Ulusal Araştırma Vakfı’nın Beyinde Müzik Merkezi’nin direktörü Peter Vuurst’a, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Genetik bölüm başkanı Prof.Dr. Güneş Özhan ve Türkiye’den çeşitli müzisyenler eşlik edecek. Etkileşimli gerçekleştirilecek etkinlik boyunca izleyiciler cazın ritmi, melodileri ve doğaçlamaları üzerinden bir yolculuğa çıkacak ve beynin sesi fizyolojik, duygusal ve dilbilimsel olarak nasıl işlediğini tecrübe edecekler. 7 Temmuz akşamı Salon İKSV’de İngilizce olarak gerçekleştirilecek etkinliğe katılım bilgisi ve bilet fiyatları önümüzdeki günlerde açıklanacak.

İstanbul Caz Festivali Çocuk Atölyeleri
İKSV Alt Kat, 32. İstanbul Caz Festivali kapsamında 10-12 Temmuz’da çocuklara özel Renk Renk Caz Atölyeleri’ni düzenleyecek. İKSV 2025 Festivalleri Çocuk ve Genç Atölyeleri Sponsoru Alarko Holding’in katkılarıyla 6-8 ve 9-12 yaş gruplarına yönelik gerçekleştirilecek atölyeler, 2019’da yayımlanan İKSV Çocuk Kitapları’ndan, editörlüğünü Burcu Ural Kopan’ın üstlendiği Renk Renk Caz‘dan esinleniyor.

Caz müziğine dair konuları içeren atölyeler, festivalde de yer alacak caz müzisyeni Meltem Ege, müzisyen Ezgi Daloğlu ve sanat eğitmeni Uğur Kaya tarafından İKSV Alt Kat’ta gerçekleştirilecek. Katılımın ücretsiz ve 25 kişiyle sınırlı olduğu atölyelerin rezervasyonları 25 Haziran’da açılacak.

Festival biletleri 14 Mart Cuma günü satışta
32. İstanbul Caz Festivali’nin avantajlı dönem biletleri; Siyah Lale Kart üyeleri için 11 Mart Salı; Beyaz Lale Kart üyeleri için 12 Mart Çarşamba; Kırmızı Lale Kart üyeleri için 13 Mart Perşembe öncelikli olarak satışa çıkacak.

Festivalin genel satışları 14 Mart Cuma günü başlayacak.

Festival biletleri, avantajlı dönem fiyatlarıyla, passo.com.tr, Passo mobil uygulaması ve Passo perakende satış noktalarından satın alınabilir.

İKSV Kurucu Sponsoru Eczacıbaşı desteğiyle festivalde öğrenciler için sınırlı sayıda Eczacıbaşı Genç Bilet 30 TL üzerinden satışa sunulacak.

32. İstanbul Caz Festivali biletleri, tüm Garanti BBVA kredi kartları ile %10 indirimli satın alınabilecek.

İKSV Lale Kart üyelerine indirim ve öncelikler

Üyelikleriyle İKSV’nin tüm çalışmalarını destekleyen Lale Kart üyeleri, İstanbul Caz Festivali konserlerinin biletlerini indirimli fiyatlarla öncelikli olarak alabiliyor:

Siyah Lale Kart üyeleri 11 Mart Salı, saat 10.30
Beyaz Lale Kart üyeleri 12 Mart Çarşamba, saat 10.30

Kırmızı Lale Kart üyeleri 13 Mart Perşembe, saat 10.30

Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri biletlerini ön satış günlerine özel yer seçme opsiyonuyla passo.com.tr üzerinden %25 indirimle satın alabilecek. Kırmızı Lale Kart üyeleri ise biletlerini %15 oranında indirimle satın alabilecek.

İKSV tarafından 2002 yılından bu yana sürdürülen Lale Kart üyelik programı, destekleriyle kültür-sanata bireysel katkıda bulunan üyelerine vakfın düzenlediği etkinliklerde ayrıcalık ve öncelik sağlıyor. İKSV Lale Kart üyeleri İKSV’ye katkı sağlarken, festival etkinliklerindeki indirimlerin ve önceliklerin yanı sıra İstanbul’da birçok farklı kültür, sanat ve yaşam mekânında indirimlerden de faydalanabiliyor. Lale Kartlı olmak ve ayrıntılı bilgi için: lalekart.iksv.org/
Festivalin destekçileri

32. İstanbul Caz Festivali’nin Festival Sponsoru, bu yıl da Garanti BBVA.
Festivale +1 gösteri destekçisi, SNOC gösteri sponsoru ve Anadolu Efes katkı sağlayan kuruluşlar olarak destek veriyor.

Festival ayrıca Avusturya Kültür Ofisi, Fransız Kültür Merkezi, Fransa İstanbul Başkonsolosluğu, Hilton Istanbul Bosphorus, Hollanda Krallığı, İBB Hizmet ve İletişim Grubu iştiraki Kültür AŞ ve İstanbul İtalya Başkonsolosluğu, İtalyan Kültür Merkezi, Kadıköy Belediyesi ve Swissôtel The Bosphorus’un değerli işbirliğiyle gerçekleşiyor.

32. İstanbul Caz Festivali, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. İstanbul Valiliği, T.C. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi tarafından da destekleniyor.

Festivale İKSV Kurucu Sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu, Havayolu Partneri Türk Hava Yolları, İKSV 2025 Festivalleri Çocuk ve Genç Atölyeleri Sponsoru Alarko Holding, İKSV Konaklama ve Mekân Sponsoru The Marmara Group, İKSV Sigorta Sponsoru Zurich Sigorta ile servis sponsorları Amerikan Hastanesi, Tempo BPO, Insider, MindBehind, GFK, Mindshare, Somera, Boosmart ve Wiseback de destek veriyor.
Medya sponsorları arasında Apaçık Radyo, ARTtv, Aditgen, Bloomberg HT, Bloomberg Radyo, Bundle, Cumhuriyet, Diken Gazetesi, Gazete Duvar, Habertürk, Habertürk Radyo, Kafa Radyo, Karnaval, Gazete Oksijen, Radyo Eksen, Socrates Dergi, T24, Time Out İstanbul yer alıyor. Festival kampanyası ise Tribal Worldwide imzalı.

Festivalin tanıtım çalışmalarındaki destekleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İBB Hizmet ve İletişim Grubu iştiraki Kültür AŞ, İGA Pass, İcon Dooh ve Pano Effect’e teşekkür ederiz.

32. İstanbul Caz Festivali kampanyası

Bu yılın sloganı “Cazda Buluşalım”, festivalin her zaman temelinde yer alan birlikteliği ve müziğin birleştirici gücünü vurguluyor. Tribal DDB’nin hazırladığı kampanya, tramvay ve vapur gibi kamusal alanlarda yıllardır düzenlediğimiz konserlere gönderme yaparken, aynı zamanda farklı insanları bir araya getiren, kolektif bir dokuyu temsil ediyor. Kampanya görsellerinde kullanılan enstrüman formundaki tutunma alanları ise, hem “caza tutunmak” hem de “destek almak” kavramlarını güçlendiriyor. Festival kampanyasının çekimleri Metro İstanbul AŞ destekleriyle gerçekleşti.