Londra kökenli bir sanatsal organizasyon firması olan Piu Entertainment, İbrahim Maalouf’ un T.O.M.A. (The Trumpets of Michel-Ange) adlı müzikal projesini ilk kez Türkiye’de İzmirli caz müzik tutkunlarıyla buluşturdu. Bu unutulmaz gecede davetli olarak yer aldığım için bir caz eleştirmeni olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. İbrahim Maalouf benim hayatımda önemli bir etkiye sahip. İzmir konseriyle beraber sanatçıyı 4. kez sahnede izleme şansı elde ettim. 17 albüm ve prestijli bir GRAMMY adaylığının ardından böylesi eşsiz bir grupla sahneye çıkan Maalouf, caz müziğin doğasını farklı müzik köklerinin doğasıyla muhteşem biçimde birleştirdi.
Açılımı “Michel Ange’ın Trompetleri” olan T.O.M.A, felsefi, tarihi ve müzikal açılardan seyirciyi folklor ve modernliğin bir araya geldiği bir dünyaya götüren büyük bir macera olarak karşımıza çıkıyor. Maalouf bundan önceki eserlerini, örneğin ‘Beyrut’ şarkısını, bu grubun tarzına göre yeniden yorumlayarak, sanırım ilk kez seyirciye sunuyor. Konserin yapısında doğunun mistik tınıları ile batının muhteşem harmonisi bir araya gelirken, özellikle grubun tek bir problem çıkarmadan tüm müzikleri eşsiz biçimde çalması dinleyenleri büyüledi. İbrahim Maalouf yaşayan en öneli caz efsanesi ve virtiözü! Sanatçıyı konserinde yine eşsiz kılan en önemli ayrıntı; yarım yüz yılı aşkın bir süre önce babası Nassim Maalouf’un icat ettiği, geleneksel üç sübaplı trompet yerine çeyrek tonların çalınmasına imkan veren dört sübaplı trompeti çalması! Müziğe Trompet ile doğu ezgileri ya da nidaları katmak pek mümkün değilken, Maalouf babasının izinden şaşmayarak bu müzik aletini tüm dünyaya bunu eşsiz biçimde gösteriyor.
Yıllar önce Arap Cazı üzerine bir dosya hazırlarken detaylı biçimde araştırdığım İbrahim Maalouf, her çıkardığı albümde bir üst çıtaya çıkmayı başardı. 2024 yılındaki Trumpets of Michel-Ange albüm çıkışının yansımasını konser boyunca izledik. Hafif melodilerle, bir ayin gibi kulaklarda yansıyan notalar, artık hareketli bir dünya müziğinin vazgeçilmez bütünlüğüne ulaşıyor. Konserin en can alıcı noktası ise, Maalouf’ un dans ile cazı; Orta Doğu coğrafyası ile modernite tutkusunu aynı kare içinde harika şekilde birleştirmesi! Caz, rap, dünya ve Orta Doğu müziği türleri arasında gezinen sounduyla ve 2024 yılındaki albümünde oluşturmuş olduğu kendine has stiliyle besteci, aranjör kimliği ve başarılı bir performansla konserini tamamlayan sanatçı, yine kendisine has bir üslup belirlemeyi başarıyor.
İbrahim Maalouf’ un konserde kendisinin ve eşinin Türk kökenli olduğunu söylemesi ise biz caz tutkunları için ayrı bir güzellik oluşturdu. The Proposal, Love Anthem, Fly With Me ve Zajal… konser boyunca aklımda kalan ve canlı canlı dinlediğimde daha bir büyülendiğim müzikler. Ayrıca Türk kültürünün kıyılarında gezinen Trumpets of Michel-Ange albümünün notaları gerçekten büyüleyici. Hatta albüm kapağında fesli insanlara yer vermesi ise biz Türkler için ayrı bir güzellik. Orta Doğu, Türk ve Batı Müziği’ nin eşsiz bir yansıması olan bu konseri uzun süre unutmayacağım.
Bravo İbrahim Maalouf, Bravo T.M.O.A.!
yasam.kaya@gmail.com




