WESTWORLD Bize Ne Anlattı ya da Anlatmak İstiyor? / YAŞAM KAYA

Jonathan Nolan ve eşi Lisa Joy’un Amerikan HBO kanalı için oluşturdukları 2 Ekim 2016 tarihinde yayına giren bilim kurgu gerilim türündeki televizyon dizisi ‘Westworld’, 2019 yılında ekranlara veda ettiğinde diziyi takip eden herkes tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Anthony Hopkins, Ed Harris, Jeffrey Wright, Evan Rachel Wood ve Tahndlie Newton’ un başrollerde oynadığı dizinin 3. sezonunun 2020’de çekileceğine dair söylentiler ortalıkta dolaşırken olayı başka bir pencereden irdelemenin zamanının geldiğini gördük. ‘Yapay Zeka’ olgusunun enine boyuna masaya yatırıldığı konuya kısaca değinmeden önce, dizi yazar Michael Crichton’un 1973’te yazıp yönettiği aynı adlı filmden uyarlandığını belirteyim. İnsanın tanrılaşması kavramının bu denli cesur biçimde masaya yatırıldığı konu örgüsü ilhamını Sümer ve Yunan mitolojisindeki ‘çok tanrı’ kavramından aldığı aşikar. Öyle ki, dizinin varlığı özellikle ‘tek tanrı’ inancının hüküm sürdüğü dünya için bir tehlike oluşturdu diyebiliriz. Zaten dizinin yapımcıları 1. sezon son bölümünün 2 milyondan fazla insan tarafından izlendiğini fark edince, 2. sezonu çekmeye karar verdiler. 2. sezon ise o 2 milyon seyirciyi 10’a hatta 100’e katlayarak ilerledi. Bunun sonucunda ne mi oldu? Cevap çok basit; dizi apartopar yayından kaldırıldı. Bu durumun analizine ilerleyen bölümlerde geçeriz. Dünyadaki eril güçlerin, özellikle dini bölgelerde toplanan güç odaklarının ‘Westwolrd’ düşüncesinden rahatsız olmalarının nedenini rahatlıkla anlıyoruz; insanın kendi tanrısal gücünü keşfetmesinin önüne geçmek!

Westworld bizlere gösteriliş biçimiyle ‘yapay zeka’ yaratan insanların oluşturdukları bu sanal dünya içinde kendilerini geliştirme boyutunu analiz etmiş. Bu dizinin ana teması. 40 bin Dolar para vererek Westwolrd’ ün içine giren insanlar diledikleri günahları işlemede serbestler. İzleme odasından insanların yaptıklarını izleyen yöneticiler ise her hangi aksi olay yaşandığında zamanı durdurarak sanal evrendeki robotlara, yaşanılanlara müdahale ediyor. Robotların tamamı insan görünümlü, hatta bazıları insan duygularına bile sahip. Fakat bir gerçek var; tüm yaratılan yeni tür, Dr. Robert Ford’ un kendilerine biçtiği öyküyü yaşamak zorundalar. İşte buna da ‘kader’ dediğimiz dini olgu diyebiliriz. Buraya kadar anlattıklarımız normal, ama bu Westwolrd için görünen gerçek. Olayın arkasında yatan felsefeye değinirken, anlatının neden ‘insan-tanrı’ kavramıyla özdeşleştiğine değinelim.

Mitolojide insanın yaratılışı ile ilgili çeşitli anlatılar mevcut. Bunlarin içinde en etkili olanı Sümer mit’lerinde Anunnaki denilen dünya dışı canlılar evrenin bir ucundan gelmeleri ve kendi yaşadıkları dünyadaki atmosferin bozulumu için yaşadığımız dünyadan altın tozu çıkarmak istemeleri… İlk insan, Sümerler’e göre bu yabancı ırkın laboratuvar ortamında yaratıldı. İnsan denilen türün tek bir görevi vardı, dünyada maden çıkarmak, çıkarılan madeni kendi tanrılarına vermek. Anunnakiler insanlarla işini bitirdiklerinde ise onları tamamen yok etmek amaçlı dünyada çok büyük bir sel çıkardılar, amaçları yaratılan bu türü tamamen ortadan kaldırmak. Fakat yabancı canlı türün içinden birileri, tek tanrılı dini metinlerinde bu kişi Nuh’tur, yaşanılacak kıyıma razı olmadı, insanın içinden bir kişiyi seçerek yaşanılanlar konusunda onu uyardı, yönlendirdi. Sonucunda Anunnakiler dünyayı terk edip giderken geride hiçbir canlının yaşamadığı bir yer bıraktıklarını zannettiler. Yunan, Hint hatta uzak Asya mitolojilerinin tamamı Sümer mit’indeki bu anlatıdan yola çıkarak kendi mit kavramlarını oluşturdu. Adına Gılgamış Destanı denilen metinleri iyice okuyun, önce Westwolrd’ ü sonra içinde bulunduğunuz dünyadaki dinlerin tamamının ne anlattığına bir bakın.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Westwolrd, bir grup insan tarafından oluşturulmuş bölgesel alan. İçinde yaşayan sözüm ona tamamen insan görünümlü robotlar, yaratıcı tanrıları insanların yazdığı hikayeleri yaşamak zorunda. Bizim şu anda Tanrı’ nın bize verdiği kaderi yaşamamız gibi. Yani Tanrı bizlerin kaderini çok önceden çizdi, aslından bizler Tanrı’nın bize verdiği kaderi yaşıyoruz, ama gün gelecek bu evren Tanrı tarafından tamamen yok edilecek, herkes kendi günahının hesabını Tanrı’ya verecek. Zaten diziyi izleyenler bileceklerdir; Westworld sakinleri yaratıcı tanrılarına isyan ettiklerinde, kuralların dışına çıktıklarında, oluşturulan dünyayı yaşanmaz kıldıklarında hemen yaratıcılarının ölümcül müdahalesi ile karşılaştılar. Dr. Robert Ford’ un ortalıkta tanrılar tanrısı Zeus gibi dolaşması ise tam anlamıyla ayrı bir felsefe. Yunan mit’ine gönderme yapılan Ford bölümlerinde, Tanrı yarattığı varlıkları (Dolores Abernathy, Bernard Lowe ve Maeve Millay) kendisinden bir öz parça olarak görüyor ve ilk yarattığı varlıklara, Adem ve Havva hikayesindeki olduğu gibi, çok büyük ayrıcalıklar tanıyor. Hatta Westworld içinde insanlar yaratılan yeni türle cinsel ilişkiye bile giriyor. Bu da Yunan mit’indeki Zeus ile Herkül hikayesinin birebir kopyasıdır. Zeus dünyevi bir kadınla beraber olur ve Herkül dediğimiz karma canlı ortaya çıkar. Daha sonra bu hikayeyi tek Tanrı inancında İsa ile Tanrı arasında görürüz. Meryem ile beraber olan Cebrail’ in oluşturduğu yeni tür İsa adında bir insandır.

Dizideki felsefenin tamamı Sümer mit’inin anlatılarına dayandırılarak oluşturulmuş. Tek tanrılı dinlerin söylem kökeni Sümerler’ in Gılgamış Destanı, Westworld ile 2019 yılında ete kemiğe büründü, insanların önüne konuldu. Burada rahatsız edici nokta işte tam bu esnada patladı. Dizinin yapımcıları yayını ortadan kaldırırken insanlardan gelecek tepkileri bildikleri için genel bir açıklama yapmayı tercih etmediler, bunun yerine 2020’de dizinin olabileceğine dair söylentiyi ortaya atıp adeta kaçtılar. Westworld içinde yaşadığımız dünyada insanın kendi tanrısal gücünü keşfettiğini gösteren önemli bir proje. Dünyanın gerçek tarihini silen, yok eden tek tanrılı dinlerin insanlarda istemedikleri uyanışı harekete geçiren dizi yapım, biz insan ırkının aslında neler yapabileceğini cesurca önümüze koyuyor. Diziyi izleyenler ‘yapay zeka bizi kontrol altına alırsa ne olur?’ sorusunu sorup, belli kısırdöngü içinde kaldığı için yukarıda bahsettiğim olayları görmekte zorluk çekti. Ama unutulan bir mantık var; insanların dini metinlere bakarak yaşadığı hayatın içinde, eğer Tanrı bizleri kendi suretinden yarattı ve bizlere bir kader verdi ise, demek oluyor ki bizler de birer Westword sakiniyiz. Bizim ‘yapay zeka’ dediğimiz, aslında yeni bir tür olan robotlardan farklı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

Westwolrd’ ün 3. sezonu çekilir mi bilemiyorum? Eğer yeni sezon çekilecekse, ki hiç inancım yok, bahsettiğim olaylar ışığında dünyada yeni uyanışlar olması oldukça mümkün görünüyor.

yasam.kaya@gmail.com