H İ C A Z​ / FÜSUN BALKAYA

Annem Güneş Sezai Akmen anısına…

Bir kadının hüznü ve yalnızlığıyla birlikte tek başına çıktığı zorunlu yolculuğun adıdır.

Türk Sanat Müziğinde bir makam karşılığı olan hicaz bu sefer kadın üzerinden Alper Angın’ın yazdığı, Cem Sel’in yönettiği tiyatro oyunun karşılığı olarak başkent Ankarada tiyatro no.40 yapımcılığıyla, Tatbikat tiyatro sahnesinde karşımıza çıkıyor.

Geçmişe tutuklu, yorgun ve kadınca duygusallığı olan bir öyküdür ‘Hicaz’. Bir saat on dakika ile tek perde, tek kişilik olan oyunda Mehtap ÖZTEPE mükemmel performansıyla soluksuz oyunu seyrettiriyor. Oyunun kostüm, dekor hatta ışık anlamında sadeliği ve bu anlamda oyuncuya desteği kadar ilgili tasarımların bu denli durağanlığı oyuncunun gerçek başarısının ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Kadın tam 35 yılın kıymıkları dahil öyküsünü, etrafını saran yine yaşamının parçaları diyebileceğimiz fotoğraflarla adeta belgeleyerek sessizce oyun süresince üstlerini teker, teker çizerek geçtiğine şahit oluyoruz.

Oyun aslında evin salonunda kadının tüm yaşam yükünü boşalttığı tek bir alanla sınırlandırılmıştır. Kadın yine bu alanda kocası, babası, annesi vb yakın aile kişilerini anlatmaya elverişli olan duygularını seyircisiyle paylaşmanın huzurunu yaşamak yerine huzursuz ve keyif alma hallerinde gelgitlere açık olarak sahnededir. Gençlik yıllarının enerjik koşuşmaları,sesine yansıyan sıcaklık ile kostümsel tanımlama anlamında saflığı, anlatımın ilerleyen yaşamına ait evrelerinde kendine güvenen yapısını sadeliğe taşımış şal anlamında küçük aksesuarsal katkılar kullanarak hareketlendirmenin bedensel sessizliğini bozmayada bu durumu katkı sağlamıştır. Finalde gerçeği ifadede oyuncunun bedensel anlatımına yine biçimsel durumu oyunculuk başarısıyla birlikte ayna tutmuştur.

Sanduka veya taşıyıcı ya da isimlendirmemek anlamında götürücülerin yılların yorgunluk arenasında sadece bedeniyle değil duygu uyumu içinde de oluşan törensel şıklığı ifade etmenin başarısı mevcut anlatısının roldaşları olan fotoğraflarla birlikte yukarıda bahsettiğim götürücüler kavuşmanın en yalın şekliyle doğal vedasını tam 35 yılı içine alarak hazırlanmıştır.

Seyircinin çok alıştığı biçimde veda olmadığı gibi duygusal yoğunluk üzerinde geçmişiyle tepinen kadın yerine gençlikten itibaren yüzleşme hem de en ağır olanı ölümle çıplak yüzleşmenin en zarif hali olarak oyuncu yönetmen uyumu olarak değerlenebilir.

Oyunun gücü üstte belirttiğim ikili dışında Hakan DÜNDAR, Gökçe ŞENER, Mehmet MERTAL ile ortak ve anlamlı düşüncenin doğru uygulamasındadır.

YÖNETMEN CEM SEL’E NOTUM VAR!

*Kadınların içinde özellikle kor olarak yanan ayrılıkları, özlemleri yeniden hatırlatan oyunun özünden, biçimsel kargaşanın yaratıldığı sahnelerin koşuşma şekline dönerek seyirciyi izlerken yorduğu hatta oyunun dramatik yapısını olumsuz heyecanların yaratılmasıyla bozduğu konusunda genç yönetmen Cem Sel’e bu notumu iletmek isterim.

*Işık anlamında ön sırada oturanların götürücünün açılıp kapanmasında yansıyan ışığın doğrudan seyircinin gözüne gelmesi ise yine konum olarak dikkat edilirse kolaylıkla giderebileceği kanısındayım.

“TİYATRO no:40” TEŞEKKÜR EDERİM

Tiyatro no:40 olarak oyunun yapımcılığını üstlenen ve başkent Ankara için üretken yapısını ayakta tutan tiyatronun sahipleri sanatçı Miraç ERONAT ERBİL ile sanat dostu Prof.Dr. Hakan Erbil’e tiyatro sanatı adına teşekkürlerimi sunmak isterim.

*Müzik, Sezen Aksu ve Tutuklu.

Füsun AKMEN BALKAYA