MICKEY ve AYI: ‘Amerikan Sineması’nda Yepyeni Bir Yönetmen Doğuyor! / YAŞAM KAYA

39. İstanbul Film Festivali’nde izlediğimiz 1993 doğumlu Annabelle Attanasio’nun ilk uzun metrajlı filmi ‘Mickey ve Ayı’ Amerikan film endüstrisinin gideceği noktaları anlamamız açısından muhteşem bir adım! Hollywood sektörünün günden güne senaryo çıkmazına girdiğini bildiğimiz için bu tarz yapımların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. 2019 Boston Bağımsız FF Jüri Büyük Ödülü–Kurmaca 2019 Montclair Gelecek/Şimdi Ödülü 2019 Nantucket Kusursuz Sinemacılık Ödülü 2019 New Hampshire En İyi Kurmaca Film Ödülü’ nü alan filmde geleceğin büyük kadın oyuncusu diyebileceğim Camila Morrone ve karakter canlandırmadaki ustalığıyla James Badge Dale başrolleri paylaşıyor. ‘39. İstanbul Film Festivali’ nin En İyi Filmi’ diyebileceğim yapım; konu, karakter ve yönetim üçlemesi açısından sinema sanatına ders verir nitelikte!

Filmde iki kişilik şahane bir kusursuzluk var. Baba-kız arasında süregelen iletişim problemleriyle sevginin çıkarsız gücünün birleşmesi aynı karede doğru noktada buluşunca konu insanı fazlasıyla cezbediyor. Yönetmen hayatın doğal akışı içinde, hiçbir noktayı abartmadan olanı olduğu gibi göstermeyi tercih etmiş. Bu tercih öylesine derinlemesine psikolojik analizlerle desteklenmiş ki, insan konunun ilk dakikasından son dakikasına kadar duygusal analizlerle kendisini baş başa buluyor. Filmde açmaz yok, aksine kendisini bulmak isteyen genç bir kızın babasını yalnız bırakma korkusu mevcut. Annenin ölümünün ardından babasıyla Amerikan banliyölerinden yaşam mücadelesi veren lise öğrencisi Mickey Peck, duygusal yalnızlığını babasının sorunlarıyla ilgilenerek halletmeye çalışır. Baba, bir nevi uyuşturucu yerine geçen ilaçlara bağımlı yaşarken, Mickey okuldan kalan zamanında hayvanların içinin doldurularak süs eşyası şeklinde satıldığı bir dükkanda çalışır. Baba, yaşının davranışlarını sergilemeyen son derece egoist bir kimlikken, Mickey tam tersi ölü bir eşin yokluğunu doldurmaya çalışan ve altından kalkamayacağı yükle ezilen bir kızı oynar. Oynar, diyorum; çünkü kendisini var etmeyen, sadece babanın duygularına göre hayatını şekillendiren bir kızın problemleri an be an karşımıza çıkar.

Mickey rolünde Camila Morrone modellikten oyunculuğa geçmiş Meksika kökenli bir isim. Bir model olarak bilmiyorum ama oyunculuğun doğal akışı içinde Morrone şahane canlandırıyor rolünü. Mickey, konuda sevgililerini babasının kıskançlıkları ve sorunları yüzünden birer birer kaybederken, aile kavramını ayakta tutmak için var gücüyle mücadele ediyor. Filmde Camila Morrone’ nin karakterine verdiği hayat enerjisi öylesine güçlü ki, filmin son sahnesinde insanı duygu yüklü bir derinliğe sokuyor. Özellikle koşu sahnesi belleklerden kolay kolay silinmeyecek! James Badge Dale’ i daha önce Martin Scorsese’nin The Departed’da State Trooper Barrigan ve Iron Man 3’te Eric Savin rollerinden tanıyorum. Bu filmde Hank Peck karakterinin bencil, psikopat yapısını mükemmel bakış açısıyla sergiliyor. 1993 doğumlu genç yönetmen Annabelle Attanasio oyuncular üzerinde titizlikle çalışmış; filmin akışı içinde, psikolojiye bağlı kalarak karakterlerin duygusal durumlarını göstermeyi tercih etmiş. Baştan sona abartıdan uzak, gerçek bir Amerikan öyküsünü beyazperdeye aktaran ‘Mickey ve Ayı’, geleceğin Amerikan film endüstrisinin nerelere evrileceğini net biçimde anlatıyor.

yasam.kaya@gmail.com