9 KERE LEYLA: “Sinemayı, Özellikle Tiyatroyu Anlamayanlar Filmi İzlememeli!”/ YAŞAM KAYA

Ezel Akay Sineması’ nı bundan önce çektiği tüm filmleri izleyerek değerlendiren bir eleştirmen olarak, geçtiğimiz günlerde Netflix’te vizyona giren ‘9 Kere Leyla’ filmini gösterime girdiği ilk gün gördüm. Tayfun Türkili’ nin ‘Dokuz Canlı’ adlı tiyatro oyunundan uyarlanan yapımı Adnan Yıldırım, Özlem Lale, Uğur Saatçi ve Ezel Akay dörtlüsü kaleme almış.

Tiyatrodan sinemaya uyarlanan filmlerin öncüsü olan yönetmen Akay, bu filmde de yine aynı mantığın potansiyelinde farklı bir çalışma örneğini bizlere sunuyor. Tiyatrodan zerre anlamayan çakma aydın Ahmet Hakan gibi kişilerin anlamakta güçlük çektiği ‘9 Kere Leyla’, tiyatro sahnesinin gizemli büyüsünü sinema perdesine aktarmış.

Karısı Leyla’dan kurtulmak isteyen zengin arkeolog Adem’ in hikayesinin anlatıldığı yapımda; aile terapistine giden çiftin kara komik dramı konunun çıkış noktası. Terapist Nergis ile ilişki yaşayan Adem, karısının kendisini terk etmemesi üzerine, karısını öldürmek için yaptığı 9 ölüm planını eline yüzüne bulaştırır. Bunun yanında Mahdun adlı antika takıntılı obsesif kişilik olayın içine dahil olur ve absürd komedi zirveye tırmandıkça tırmanır.

Ender Akay, Cem Ergunoğlu, Ömer Taşkın ve Tanju Eren imzalı müzikleriyle sinemada bir müzikal tiyatro oyunu tadını yaratan filmde birbirinden enteresan karakterler mevcut. Ezel Akay’ ın geçmiş çalışmalarını anlamayanlar, bilmeyenler elbette filmden hiçbir şey anlamaz, beyazperdede klasik sanat filmi (!) derinlikleri ararlar. ‘Neredesin Firuze’, ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’, ‘7 Kocalı Hürmüz’ serisinin mantıksal devamı niteliğinde çekilen ‘9 Kere Leyla’, zaten anlatısındaki farklılıkla tiyatro sahnesinden sinemaya doğru akan enerjisini an be an hissettiriyor. Adem karısından boşanmak istiyor, ama Adem’ in karısı Leyla saf kişiliğe yatarak bunu görmezden geliyor. Adem, aile terapisti Nergis’le ilişki yaşarken, Nergis, Adem’e karısından kurtulması için sürekli baskı yapıyor. Derken Adem’in karısını öldürme planları teker teker devreye giriyor. Planlar devrede devrede olmasına, ama Adem çocukken yaşadığı ölüm travmasını bir türlü bilinçaltından atamadığı için türlü türlü olaylar komediyi ortaya çıkarıyor.

Konu aslında tam olarak absürd bir tarzda kaleme alınmış. Zaten filmin sonundaki iki kadının konuşmasındaki sürprizler, filmin anlatısındaki ‘kadının zaferi’ algısını tam olarak gözler önüne sermiş. Yönetmen Ezel Akay’ ın müzikal tiyatro gösterisini andıran yapıda aktardığı öyküde Haluk Bilginer’in sağlam karakter oyunculuğu filmin nirengi noktası. ‘7 – Shakespeare Müzikali’nde olduğu gibi, Haluk Bilginer hem sesiyle hem bedeniyle hem de karakter yaratmadaki ustalığıyla filmi tek başına sırtlamış. Adem’ in çocukken dayısının üzerine düşme travmasını ve karısından kurtulmak isteyen doğal saf yapısını çok ama çok doğru tercihlerle oynamış. Film, Haluk Bilginer’in doğal oyunculuğu ile birlikte o masalsı teatral havasına bürünüyor. Leyla rolünde Demet Akbağ’ ın karakterini doğru anlamadığını düşünüyorum. Karakterin safa yatan şeytani yapısını maalesef çoğu sahnede göremedik.

‘9 Kere Leyla’ tiyatro sanatının gücünden beslenerek oluşturulan sıradışı, çarpıcı bir komedi. Filmin çoğu sahnesi insanı müzikal bir tiyatro gösterisinin içine sokuyor. Tiyatrodan sinemaya uyarlanan metinlerin ustası olan Ezel Akay, yine kendisine yakışır bir çalışma ile sevenlerine okkalı bir selam çakmış. Sıfır tiyatro bilgisine sahip üç beş tane çakma aydının sözlerini kafasına takmasın sevgili Akay. ‘9 kere Leyla’ yı 99 kere izleseler yine de anlayamaz bu kişiler!

yasam.kaya@gmail.com