Aile olmak nedir? Anne kavramını kutsallaştıran dünya toplum yapısında, çocuk denilince anneye biçilen misyon bilinçaltında bir babaya neden çizilmez? Anne mi kutsaldır yoksa onu kutsallaştıran değer yargıları içinde toplum mu aptal? Sorular birbirini kovalar, ama cesur olan için sormak lazım bu soruları; bir baba oğlu için ne kadar fedakarlık yapar?
Altın Küre ödüllü ve Oscar adayı, 2008 yılında basılan ve bir babanın, oğlunun bağımlılığı üzerinden yaşadıklarına odaklanan “Beautiful Boy: A Father’s Journey Through His Son’s Addiction” adlı kitaptan yola çıkılarak perdeye aktarılan Beautiful Boy, bir babanın oğlu için çırpınışlarını konu alan şahane psikolojik bir film. Hollywood Sineması’nda oynadığı karakterlerle adını sinema tarihine ‘karakter oyuncusu’ olarak geçiren Steve Carell’ ın başrolde oynadığı yapım, metamfetamin bağımlısı Nic Sheff’in hayata tutunma sürecini, bu süreçte kaybettiklerini ve kazandıklarını merkezine alıyor. Ama perdeye yansıyanlar bir erkek çocuk üzerinden değil, onu yeniden yaşamın merkezine çekmeye çalışan baba üzerinden ilerlemiş. Hikayenin olgunlaşma sürecinde toplumun hastalıklı kutsanmış anne algısını cesurca insanların gözüne, beynine, bilincine sokan eserin en vurucu noktası, bir babanın oğlu için mücadelesini ve vazgeçişlerini konu edinmiş.
Yıkılmış bir aile sürecinden çıkan genç çocuğun kendi ayakları üzerinde dururken kişisel tercihle bulaştığı uyuşturucu illeti; O’nu yeniden o çocukluk yıllarındaki saf duygulara çekmeye çalışan babanın psikolojik çırpınışlarıyla buluşuyor. İşte tam bu çizgide filmin oyunculuk performanslarının oldukça başarılı olduğunu; Steve Carell ile Timothée Chalamet’nin gerçeklikte olağanüstü birliktelik yakaladığını söylemeliyim. Felix Van Groeningen Beautiful Boy’da , Belgica’daki şaşaalı ve hareketli anlatısını bir kenara bırakarak tamamen insanın doğal duygularına hitaben ilerleyen bir yapıta sarılıyor. Ajitasyonun bolca gözyaşının olacağını tahmin ettiğiniz film aslında hiçte bu ayırt edici duygu bozukluğunun içine girmiyor. Mücadele ruhunu imgelemler üzerinden gaddarca işleyen yönetmen, oyuncuları geçmişle gelecek arasında gezdirip aslında doğru bir iş çıkarmış.
Karısıyla sorun yaşayan ve ayrılan David Sheff, annenin çocuğuna sadece içgüdüsel yaklaştığını, aslında onun psikolojisinden bi’haber olduğunu, çocuğun günden güne bir çöküşe doğru ilerlediğini anlar. Çocuğunun geçirdiği sorunlu aile buhranının sonuçlarını acı biçimde gören baba, annenin ‘lütfen artık uğraşma, o düzelmez!’ gibi hezeyanlı cümlelerini duymaz ve oğlunun peşisıra gitmeye başlar. Çocuğa bu olgudan bakar isek, baba tarafından sonsuz korunması; çocuğun koşulsuz, şartsız sevilmesi Beautiful Boy’un dramını en etkili kılan unsurlardan. Konuda bizleri en çok etkileyen durum, geçmişle gelecek arasında devamlı gidilmesi ve çocukla babanın kurduğu duygusal bağın derinlemesine gösterilmesi. Ayrıca sözümona sorunsuz (!) gibi görünen annelik olgusunun masaya yatırılışı ise, şimdiye dek gelen tüm bakış açılarına çok sert bir tokat!
Yönetmenin öyküyü anlatırken kullandığı teknikler insanın kalbinin derinliklerine işliyor. Felix Van Groeningen şimdi ile geçmiş arasında unutulmaz bağlar kurmuş. Olayı izlerken bilinçaltında yer edinen geçmişin metaforik imgelerini önümüze koyması, babanın oğlunda özlediği vurucu anları kusursuz biçimde göstermiş. Kelimenin en yalın ve doğal biçimiyle sevgiyi arıyor insan. Çocukluğa dönüyoruz, bakıyoruz ki baba elini bırakmadan yürüdüğü çocuğunun neden halen elinden tutmak istediğini gösteriyor tüm çıplaklığıyla. Beautiful Boy’un kurgusunun çok güçlü olduğunun altını çizmek gerek! Filmde anlatının bir adım ötesine ve berisine gitmeniz o kadar doğal ki, görünmeyeni hissettirmek isteyen yönetmen bunu sorunsuzca çözümlüyor.
Nedir baba olmak? Oğlunun gerçek anlamda elinden tutmak mı? Ya da filmde olduğu gibi, bir anne tarafından babasından koparılıp bir köşeye atılan çocuğun yaşadıklarını an be an hissetmek mi? Annelik kutsallığını tekrarlayan aptal beyinleri alttan alta eleştiren Beautiful Boy, ‘gerçek anlamda baba olmak nedir?’ sorusunun cevabını cesurca veriyor!
yasam.kaya@gmail.com