BOYNU UZUN AT” Romanı Üzerine Yazar BERRİN VAROL ile Söyleştik! / FÜSUN BALKAYA

Annem Güneş Sezai Akmen anısına….

Yazar üzüntünün getirdiği sığınma, oyalanma, paylaşma kısaca hayata bağlanmanın romanı oldu ‘Boynu Uzun At’ diyerek bizi görünce hemen canlı canlı anlatmaya başlamıştır. Özü oyuncak olan bir simgeden bizlere aktarılan ‘Boynu Uzun At’ yazar Berrin Varol tarafından isimsel armağan olarak kapağa da yerleştirilmiş ve romanın özü ile de arasında duygusal bir iletişim kurulmuştur.

Geceler boyunca kağıda düşen gözyaşlarının ıslattığı kahramanlar ile yazar özdeşleşerek üzüntüsünü ve utancını birlikte yaşamanın kendince ayrıcalığını da yine romanında yaşamış, bu birliktelik ilk zamanlarda zor ve yorucu gelmiş olsa da geçen zaman yazar ve kahramanlarını birbirlerine alıştırmış ve tutkulu bir döneme birlikte imza atmalarını sağlamıştır.

Kötürüm bir kız ile ihanet içindeki kadınlarını yazar “Boynu Uzun At” de anlatırken, yazdıklarından kendinin de etkilendiğini hatta yeniden bazı duyguları tazeleyerek öğrendiğini vurgulamayı da ihmal etmemiştir.

Yazarın kendisini yazmaya yönelten enerjinin büyüklüğünü anlatmaya veya tartışmaya gerek görmediği gibi bunun önüne geçilemez güçlü bir sevda olduğunu kendine özgü hepimizi etkileyen enerjisiyle de söyleşi de aktarmıştır.

Berrin Varol’a göre “Yazar yaratır karakterlerini ve onları bazen düşman, bazen dost, sevgili, kardeş eder .İsterse de çoğaltır, isterse de öldürür. Ölüm cinayetse bir de katil bulur. Yok eder, tıpkı aniden yarattığı gibi. Onlarla yaşar bir süre. Onlarla yatar, onlarla kalkar. Özdeşleştirir kendini. Alışır, sever onları. Kötü karakterlerini bile canı gibi! Ve daha nicesini yapar, yapabilir. İsterse hükümdarı asabilir veya eğdirir karşısında güçlü bir başı. Olmadı, rüya diyebilir. Kıvırdığı yalan da gücündendir. Galiba en çok da bu güç hoşuma gitmiştir.” diyerek sözlerini tatlı tebessümü ile bitirmiştir.

Hayatı, doğum ve ölüm arasındaki vakti mutlu, sağlıklı, üretken geçirmeyi amaç edinirken vatanına, milletine, ailesine ve kendine de yararlı birey olarak geçen zaman olarak düşündüğünü ifade eden Varol,herkes gibi taşıdığı bu düşüncenin aslında sıradan ve bizce doğru olanı kendisine getirmesinde önemli olmuştur derken, insanlar bir şeyler bırakmalıdır.Toplumda önemli bir değer olarak kalacak şeyler ve bu noktada sanatın önemi her zaman ayrıcalıklı ve önemli düşüncesinin etkisini de hep kendinde taşımıştır.

Ulu önderimizin de dediği gibi “Herkes milletvekili, bakan olabilir, fakat sanatçı olamaz.” Çünkü sanatın içinde yaratıcılık ,hayal gücü ve ilham vardır ki, bu maalesef her kula nasip olmaz. “Ben hayata Chopin ‘in noctürünü dinlerken Alfred Sisley ‘in geniş gökyüzüne sahip bir tablosunu seyreder gibi bakmaya çalışıyorum. Tabi bu durum beni de zaman zaman zorlamıştır.” diyerek sözlerini tamamlamış ve nefes almadan “Okuduğum tüm yazarlara hayranım. Yaşadığım toplumun bir kadın bireyi olarak özellikle kadın yazarlarımızın gururumuz olduklarını düşünüyorum. Onlara çok önem veriyorum. Bana daha sıcak gelenler Elif Şafak, İnci Aral ve dilinin akıcılığından dolayı bir çırpıda okuduğum Ayşe Kulin olmuştur. Beni en çok da özel olarak etkileyen yazar ve kitap ise Yaşar Kemal ve İnce Memet olmuştur. Rahmetli babamın hediyesi olan bu kitap, yıpranmasın diye babamın yaptırdığı lacivert cildi ile başucumda hep durmuş ve defalarca okumuş olmama rağmen arada elime alıp okşayarak hayranlığımı hep ustaya anlatmışım.” demiştir.

Yazar Berrin Varol Kitapların kokularının da kendisini etkilediğinden bahsetmiş ve yeni basılmış kitapların mis kokusu gibi eski kitapların da çok kez okunmuş olduklarını ve yaşlarını ispatlayan tozlu kokularını da ayrı sevdiğinden bahsederken içimizi de okumuştur. Bu nedenle bir romanın filmini izlemek veya internetten okumanın aynı duyguyu yaratmadığı duygularımızda olduğu gibi düşüncede de bizimle doğal olarak yazarımız örtüşmüştür.

Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü takdim töreninde yaptığı “Babamın Bavulu” ismi ile yapmış olduğu konuşmanın yazarımıza çok genç yaşlarda babası ile aralarında geçen konuşmayı hatırlatmış olduğunu öğrenince, Edebiyat fakültesi mezunu olan rahmetli babasının bir gün yıpranmış, kahverengi ve içi kitap dolu bavulu kadın yazarımıza getirmiş ve bunları okumalısın sözleri Varol da ilk günkü tazeliğini koruduğunu an’lık duygusallığının, bu günden sonra kitap arkadaşlığına ve romanına uzanan uzun yolda dostluğa dönüştüğünü hiç güçlük çekmeden anımsamıştır.

Röportajımız süresince çok gülen, kolay ağlayan ve çok duygusal hallerinin doğumu ile geldiğini bir daha gitmediğini ve kendisini esir aldığını ifade etme keyfine bizi de ortak eden sevgili kadın yazarımız Berrin Varol’un şiir yazdığını, sergi boyutuna ulaşan ressamlığının kendisine çok iyi geldiğini de kahkahaların arasından ulaşabilmeyi başarmıştım.

Üniversite yıllarına giden arkadaşlığımızla bu başarılı üstelik ağzı fena halde sıkı, şahane iki oğul annesi, duygusal, akıllı kadınla konuşmanın bana da çok iyi geldiğini söyleşimizin sonunda fark etmiş ve sizlerle de bu bunu paylaşmak istemişimdir. Kısacası Kadın Romancımız Berrin Varol’u anlatmak istedim ki ‘Boynu Uzun At’ size için daha yakına gelsin…

Füsun Akmen Balkaya
10 .Haziran. 2019/Palet-ANK.