Yıldız Teknik Üniversitesi müzik kompozisyonu mezunu olan Orhan Enes Kuzu geçtiğimiz günlerde Et mon pere adlı single’ ını piyasaya sürdü. Kendisini tiyatro dünyasındaki üretimlerinden çok iyi bilirim. Genç müzisyenin tiyatroya kazandırdığı yüzlerce çalışma ülke tiyatrosunda kimsenin yapamayacağı bir birikim. Genç algısının yanında sanatsal donanımı ile dünyaya kendisini farklı alanlarda açmaya karar veren Kuzu, Oek Müzik etiketiyle sunduğu bu çarpıcı çalışmasında insanı derinden etkileyen büyülü atmosfere sürüklüyor. Yazdığım caz yazılarının ardından özellikle yeniyi arayan sanatsal arayışım, bu şarkıyı dinledikten sonra derin bir kritiği yazmaya yöneldi.

Et Mon Pere, müzikalite bağlamında açtığı çığır ile modernitenin eşsiz kıvamda bir dünya yarattı. Neo müzik kitlesinin gücüyle özünde asi ruhun yansımalarını arayan Orhan Enes Kuzu, bu arayışını hiçbir zaman değiştirmeyip, subjektif tınılarla gerçek duyguların müziğini insanların bilinçaltına kazıyor. Fransız esintilerinden Ortadoğu coğrafyasına uzanan müzik harmanı ‘şarkıyı dinleyen bizleri bambaşka evrenlere yolculuğa çıkardı’ dersem hiç yanılmamış olurum.

Öncelikle şunu belirtmemde yarar var; daha önceki caz araştırma dosyalarımı okuyanlar bilirler, ‘köklerinden sıyrılmış caz’ kavramını Türkiye’de derinlemesine analizini yapan tek kişiyim. Et Mon Pere; Pop, klasik, rock, metal ve soft esintileriyle, yaptığım caz araştırma dosyalarımda olduğu gibi, sanatçı bu albümünde kendisine her çeşit kitleyi rahatlıkla buluyor. Bir anda insanı derinliklere çeken sihirli sözcüklerin içinde dolanırken, hafif müziğin gücü sayesinde duygu seline kapılıp, Avrupa ezgilerinin inanılmaz büyüsüyle ‘psikolojik isyan’ ruhunu derinden hissediyoruz. Single’ın dikkatimi çeken bir diğer önemli özelliği ise, İbrahim Maalouf’ un Beirut müziğindeki gibi mistik bir atmosferin şahane sunumu ile buluşan duygularımız. Gecenin korkusuyla kaybolan yıldızlarını yeniden bulmaya çalışan bir insanın haykırışı her notada tüylerimizi ürpertiyor.

Electric guitarda Kaan Tiryakioğlu, gitarını müziğin doğasıyla kusursuz birleştirmiş. Taylan Erler, Trompetini bir tapınağın ilahi parçası gibi kullanarak hepimizi ‘isyan’ ruhunun içine çekmeyi biliyor. Özellikle son bölümdeki birliktelik inanılmaz bir büyünün beyinlerimizi esir almasından başka bir durum değil. Et Mon Pere gibi bir müziği keşfettiğim için kendimi çok ama çok şanslı hissediyorum. Türkiye müziğinin dahi ismi Orhan Enes Kuzu, hayatla, insanın öz doğasıyla harikulade duygusal bağ kurup, bizleri de yanına alarak hiç bitmesini istemediğimiz bir yolculuğa çıkarıyor. Mutlaka bu eşsiz şarkıyı dinleyin.

yasam.kaya@gmail.com