3 Mart 2022 tarihi itibarıyla Netflix’te izleyicilerin erişimine açılan Pera Palas’ta Gece Yarısı dizisi, Red Arrow Studios şirketi Karga Seven Pictures tarafından hayata geçirildi. Şirketin bir önceki yapımını bildiğimiz için dizi içimizde gerçek bir heyecan uyandırmış, iki gündür aralıklarla dizinin açılan tüm bölümlerini izlemiş oldum. Elif Usman’ın senaryosunu yazdığı yapımda, yönetmen koltuğunda ise Emre Şahin yer almış. Hazal Kaya, Selahattin Paşalı, Tansu Biçer ve James Chalmers’ in başrolleri paylaştığı dizi için söylenecek çokça cümle var. Tam bir hayal kırıklığı olmasının yanında, Hazal Kaya ile birbirini tetikleyen kötü karakter yorumları konuyu baştan sona bir felakete sürüklemiş.

Konuda Pera Palas Oteli’nin tarihini araştırmakla görevlendirilen gazeteci Esra, otel müdürü Ahmet’ in ısrarıyla otelde kalır, otelin bilinmeyen gizem dolu (!) sırlarına erişir. Zamanda yolculuk yapan meraklı gazeteci Esra 1919 yılına gider ve tesadüfen korkunç bir plandan haberdar olur. Otelde kalan Peride’ nin yerine geçmek zorunda kalan genç kadın, zamanın akışını düzeltmek için tuhaf, çok basit, daha ilk dakikadan sonunu gördüğümüz olaylar zincirinin içine girer. Bu arada peşindeki Halit’i savuşturmanın bir yolunu bulmalıdır. Peride’nin günlüğünde yazanları Esra’ya anlatan Ahmet, otelin sırlarını öğrenmek için Dimitri’ye erişmelidir. Fahrettin ise George’un hain planlarını Esra’ya açıklar. Esra, Mustafa Kemal’le karşılaşır, olaylar çok basit biçimde akar gider.

Dizinin senaryosunu yazan Elif Usman konudaki katharsisi hiçbir noktada birleştiremiyor. Yönetmen Emre Şahin de senaryonun basit örgüsü içinde bir gizemi yaratmaktan yoksun kalıyor. Esra, Pera Palas Oteli’nde çıkıp gitmek üzere iken, otel müdürü Ahmet’ in yağmur yağması bahanesiyle otelde kalma teklifini kabul ediyor. İstanbul’da yağmurdan sebep otelde mahsur kalan Esra, eline geçen anahtarla ortalığı karıştırmaya başlar. Ahmet ise elini kolunu sallayarak otelden çıkıp evine geçer. Daha ilk dakikadaki mantık kurgusu öylesine basit ki, insan buradan sonra neler olacağını çok iyi biliyor. Otel müdürü en azından ‘Otelin gizem dolu tarihi ruhunu yerinde tatmanız için burada bir gece misafirimiz olun’ diyebilirdi. Yok, yağmurdan sebep otelde kalmalı Esra. İstanbul’da da zaten kasırga, tayfun çıkmış (!)

Dizideki tuhaflıkları anlatmaya devam edelim. Bir defa Hazal Kaya, Esra rolü için yaşça büyük kalıyor. Öyle genç, meraklı, içi içine sığmayan kıpır kıpır gazeteci genç kadın rolü olmamış. Ahmet rolünde Tansu Biçer şahane karakter analizi kesmiş, ama o da senaryonun basitliği altında ezilmiş. Selahattin Paşalı, Halit’te gizemin merkezi, gerilimin odak noktası olması gerekirken, tam aksi biçimde dizideki yakışıklı jön havasından bir türlü çıkamıyor. Mustafa Kemal ile ilgili olan bölümler ise tam anlamıyla facia. Bir defa oyuncunun boyu M.Kemal için fazlaca uzun. Ayrıca zamanda yolculuk yapan Esra’ nin peşinde zamanda yolculuk yaparak giden Ahmet’ in elindeki morluk nedir Allah aşkına? Hazal Kaya’ nın Peride’deki oynama biçimi sürekli kaos içinde mi olmalı? Ayrıca şarkı söylenilen bir sahne var ki, tam olarak evlere şenlik!

Mustafa Kemal’den yola çıkarak bir kurgu oluşturulduğu zaman konunun muhteşem olmasını beklememeliyiz. Tamam 1919 ruhu ve Kemal Paşa’ nın sert, inançlı duruşu konuyu öne çıkarmış, hatta desteklemiş, ama İstanbul’ un kabus dolu görüntüleri nedir? Hazal Kaya’ nın yapma oyunculuğu eşliğinde, heyecanını yitirmiş bir dizi baştan sona akmıyor. Rol psikolojisi diye bir durum var. Hazal Kaya’ ya rol psikolojisi üzerine ders almaya davet ediyorum.
Pera Palas’ta Gece Yarısı dizisini neresinden tutsanız elinizde kalıyor. İstanbul’da fes giymeyen insanların azlığını yazmayacağım bile. Hazal Kaya’ nın kötü oyunculuğu liderliğinde tuhaf, basit bir kurguyu bizlere gösteren yapım bol bol Pera Palas Oteli’ nin reklamını yapmış!

Diziye puanım (10 / 3)

yasam.kaya@gmail.com